4 Temmuz 2012 Çarşamba

Kazaya Karışan Aracımın Değerini Geri Nasıl Kazanabilirim?

İsmet Karaman Sorularınızı Yanıtlıyor Park halindeki aracıma yolda seyreden bir araç çarparak ciddi anlamda hasarlanmasına neden oldu. Kaskom olduğu için şirketime müracaat ederek aracımı tamir ettirdim. Aracımın tamirinden memnunum, yetkili servisinde yaptırdım ve iyi oldu denebilir. Her ne kadar sigorta şirketi hasarımı ödese de aracımın değerinin azaldığını düşünüyorum. Çünkü birçok yeri doğrultuldu, değiştirildi, boyandı. Bu doğru değil mi? Bir zararım var. Bu durumda ne yapabilirim? Sayın Adnan Egemen; Evet haklısınız. Ne kadar yetkili serviste hasar onarımınız yapılsa da ve bu onarımın kalitesi mükemmel olsa da aracınızın ikinci el değeri ne yazık ki hasarsız olan eşdeğerine göre daha düşük olacaktır. Bu değer düşüklüğü aracınızdaki hasar onarımının büyüklüğü ve onarımın kalitesiyle orantılıdır. Şöyle ki; ön çamurlukların boyanması ve/veya değiştirilmesinin aracın değerinin düşmesinde fazla etkisi yoktur ama aynı şeyi arka çamurluklar için söylemem mümkün değildir. Tavanın sadece boyanması dahi aracın takla attığı düşüncesiyle hasarın büyüklük derecesi hakkında ciddi şüpheler uyandırır. Bu nedenle tavanın boyanması o aracın değer kaybında önemli bir etkendir. Fakat bunun yanında kasko sigortası; rizikonun yani hasarın gerçekleşmesi durumunda sigorta ettirilmiş araçta meydana gelen zararın karşılanmasını amaçlamaktadır. Kısaca söylemek gerekirse; kasko sigortası araçtaki değer kaybını teminat altına almamıştır. Böylelikle değer kaybı için sigorta şirketine başvuramazsınız. Ancak değer kaybı için aracınızda hasara neden olan karşı tarafa, araç sahibine/ işletenine başvurmanız mümkündür. Tabi bunun için değer tespiti ve tazminat davası açmanız gerekecektir. Değer tespiti için bazı ön şartlar vardır. Bunlar; Karıştığınız trafik kazasında karşı tarafın kusurlu olması gerekir veya kusur nispetinde talepte bulunabilirsiniz. Aracınızdaki kaza sonrası hasarlanmış parça ve kısımların daha önce hasarlı olmamış yani hasar onarımı yapılmamış olması gerekir. Yani daha önce doğrultulmuş, macunlanarak boyanmış bir çamurluk veya önden hasarından dolayı doğrultulmuş şasi kolları aracın önden darbe aldığının işaretidir. Silecekler, farlar, camlar, stoplar, jantlar, tamponlar gibi boya ve/veya doğrultma gerektirmeyen yedek parçalar ve kaporta aksamı için değer kaybı uygulanmaz. Bu sebeple hasarın belirtilen parçalar dışındaki parça ve aksamlara sirayet olması gerekmektedir. Aracınızın karşılaştığı trafik kazası sonrası şayet yukarıda sayılı şartlar oluşmuşsa ve aracınızın değerinin azaldığını düşünüyorsanız, hukuk mahkemelerine dava açarak önce değer tespiti yaptırmanız ve arkasından sizin aracınıza bu türlü hasara yol açan aracın işletenine ve/veya sürücüsüne dava açabilirsiniz. Önce mahkemenin atayacağı bilirkişi aracınızı inceleyerek aracınızdaki hasarın boyutu ve sözkonusu trafik kazasında zarar görmüş, değişmiş, onarılmış parçaları tespit eder ve devamında araçtaki değer kaybını belirler. Her ne kadar yukarıda aracınızdaki değer kaybı için kasko sigortası şirketinin herhangi bir sorumluğunun olmadığını belirtmemim yanında bazı sigorta şirketleri bu hususta teminat vermişlerdir. Bu verilen teminatı sigortalıya verilen poliçede ek teminatlar bölümünde "hasar sonrası değer kaybı teminatı" şeklinde belirtilmiştir. Şayet poliçenizde böyle bir teminat varsa yukarıda yazdıklarım sizin için geçersizdir. Sigorta şirketinize başvuruda bulunabilirsiniz. Not: Sadece tavanın boyanması dahi aracın takla attığı düşüncesiyle hasarın büyüklük derecesi hakkında ciddi şüpheler uyandırır. Bu nedenle tavanın boyanması o aracın değer kaybında önemli bir etkendir. İsmet Karaman otohaber.com sitesinden alıntıdır.

15 Eylül 2011 Perşembe

Opak boya ve metalik boya arasındaki farklar nelerdir? Hangisini tercih etmeli?

Metalik boyalar, gerek kimyasal özellikleri, gerek bileşenleri, gerek fiziksel özellikleri ile opak boyalardan çok farklıdır. Opak boyalardan çok daha zahmetli uygulaması olan boyalardır. Doğru kullanılırlarsa, opak boyadan kat ve kat daha fazla ömürleri vardır. Görünümden ziyade bu boyalar dayanıklılık için üretilmiş boyalardır. Eskiden içlerinde sim şeklinde metal parçaları bulunduğu için isimleri metalik olarak adlandırılan bu boyaların içerisinde artık metal simlerin yerini plastik şeklinde tabir edebileceğimiz sim şeklindeki polimerler almış durumda. Hem yapışma kabiliyeti üstün hemde kapatıcılığı yüksek bu boyalar içlerindeki simler sayesinde güneş ışınlarını çok daha iyi yansıtarak boya ömrünü uzatmada faydalılar. Uzun seneler kullanımda ise bu boyalar renklerini kaybetmemekte ve metali çok daha iyi korumaktadırlar. Opak boyalar ise genelde pastel tonlarda üretilen boyalardır. Güneş ışınlarına karşı dayanımları daha düşük olan bu boyalar maliyet olarak çok daha düşük rakamlara sahiptir. Zaman içerisinde aşımaya ve yıpranmaya daha dayanıksızdırlar. Silinme, yıkanma gibi işlemler sırasında daha hızlı aşınırlar. Fakat onarım sırasında opak tonları tutturmak daha kolay olmasına karşın onarım işleminin başarısı uygulamayı yapan kişinin becerisi ve deneyimi ile doğru orantılıdır. forum.donanimhaber.com sitesinden alıntıdır.

29 Ocak 2011 Cumartesi

Hormon duyarlılığı ve Nizoral

Erkek tipi saç dökülmesi hormonal ve genetik kaynaklıdır. DHT (dihidrotestosteron) sebebiyle kafa derisinde duyarlılık ortaya çıkar. Bu duyarlılık, kafa derisinde ağrı, kaşıntı, sivilcelenme ve karıncalanmaya sebep olabilir. DHT duyarlılığını kontrol etmek saç dökülmesinin tedavisi için çok önemlidir.
Ne tür bir saç dökülme tedavisi uygularsanız uygulayın Nizoral şampuanı kesinlikle bu tedaviye dahil etmelisiniz. Nizoral, bir anti-kepek şampuanı olarak satılıyor olmasına rağmen hormonal ve duyarlılıktan kaynaklanan saç dökülmesini engeller.
Aslında, başınızda herhangi bir kaşıntı olsun ya da olmasın, ilk yapacağınız şey bir Eczaneye gidip Nizoral almak olmalıdır. Her 3 günde bir ıslak saça uygulayıp 5 dk. bekledikten sonra durulayınız.
Uygulamayı düşündüğünüz hiçbir saç dökülmesi tedavisi bu olmadan işe yaramayacaktır.

Saç kaybı nedir? ne değildir?

Çeviridir. - Bu yazının orjinal versiyonuna http://www.hairlosstalk.com sitesinden ulaşabilirsiniz.

Erkeklerde saç dökülmesi stresin bir sonucu değildir. Besin eksikliği, aşırı terleme yada saçların yağlanmasının da bir sonucu değildir. Erkeklerin saçlarının dökülmesinin nedeni hormonlar ve genetik yatkınlıktır. Basitçe söylemek gerekirse; genetik yatkınlığımızdan dolayı saçlarımız dökülüyor. Saç kökleri, saç derisindeki hormonal değişimlere karşı duyarlı olmaya başlamıştır. Başka bir deyişle, hormonlara karşı duyarlı olmaya başlayan saç kökleri yavaş yavaş vücut tarafından reddedilmeye başlamıştır.
Buraya kadar yazdıklarımızın önemi nedir? Sadece iki tip tedavi işe yarar. Bunlar:
Hormonal duyarlılığı engelleyen ve saç büyümesini sağlayan tedavilerdir. Bu cümle tedavinin kalbidir ve reklamlarını gördüğünüz ürünlerin %99'unun işe yaramaz olduğunu anlatır.